BASIN BİLDİRİSİ
SAĞLIKLI BESLENME ve OBEZİTE İLE MÜCADELE ÇAY ŞEKERİNİ AZALTMAKLA SAĞLANAMAZ

Medyada çayın yanında kullanılan doğal pancar şekerinin azaltılması devamlı olarak gündeme taşınırken, insan sağlığı açısından tartışmalı ve obezitenin kaynağı olarak gösterilen yüksek früktozlu mısır şurubunun (HFCS) hiç gündeme gelmemesi son derece anlamlıdır. Bununla birlikte şeker hastalarının dahi dikkatli kullanması gereken ve ülkemizde yaklaşık 500 bin ton şekere eşdeğer kullanımı olan kimyasal ya da suni tatlandırıcılar (Yüksek Yoğunluklu Tatlandırıcılar) ne doktorların, ne diyetisyenlerin, ne de medyanın gündeminde yoktur.

* * *

27 Ekim 2014 tarihinde ulusal bir gazetede Sağlık Bakanlığı kaynak gösterilerek yayınlanan “Kamuda Çaylar Artık Tek Şekerli” başlıklı haberde, sağlıklı beslenme ve çağımızın hastalığı obezite ile mücadele adına şeker tüketiminin azaltılması bir çözüm gibi kamuoyuna sunulmaktadır.

Haberin sunuluş şekline bakıldığında ülkemizde sağlıklı beslenmenin ve obezite ile mücadelenin önündeki en büyük engelin çayla birlikte kullanılan şeker olduğu şeklinde gibi bir yanlış algı oluşmaktadır. Bu durumla ilk defa karşılaşmıyoruz. Daha önceleri kendilerini tıp doktoru veya diyetisyen olarak tanıdığımız kişilerin çeşitli medya kanalları ve TV programlarında beyaz küp şekeri örnek göstermek suretiyle şu anda gıdalarda kullanılan şekerlerin en doğalı ve en masumu olan pancar şekerine karşı kamuoyu oluşturma gayreti içinde olduklarına sıklıkla şahit olduk.

Burada ilginç olan; Edirne Valiliği tarafından daha önce başlatılan ve Sağlık Bakanlığımızın yaygınlaştırılması yönünde karar aldığı “tamamen hijyeni esas alan ve şeker israfını önleme” amaçlı uygulamasının farklı bir yaklaşımla haber yapılarak şekerin hedef gösterilmesidir.

Her platformda dile getirdiğimiz ve vurguladığımız üzere her türlü gıdanın aşırı tüketimi zarardır. Bu durum gerek dinimiz, gerek gelenek ve göreneklerimiz, gerekse sağlığımız açısından böyledir. Dolayısı ile şeker zararlı değil aksine yaşamak için mutlak almamız gereken 17 besin gurubundan biri ve en başta gelenidir. Burada insanların şekerli gıdaları fazla tüketmesi başka bir şey, şekeri zararlı olarak tanımlamak başka bir şeydir.

Ülkemizde maalesef bu durum belli kesimler tarafından bilinçli veya farkında olmadan devamlı birbirine karıştırılmaktadır. Bunu başta sağlık konusunda görüş bildiren kişi ve kurumlar yapmakta, medya da konunun tüm toplumu ilgilendirmesi nedeniyle yeterli araştırmayı yapmadan kendi yorum ve ifadelerini de ekleyerek kamuoyu gündemine taşımaktadır.

Medyada çayın yanında kullanılan doğal pancar şekerinin azaltılması devamlı olarak gündeme taşınırken, insan sağlığı açısından tartışmalı ve obezitenin kaynağı olarak gösterilen yüksek früktozlu mısır şurubunun (HFCS) hiç gündeme gelmemesi son derece anlamlıdır. Bununla birlikte şeker hastalarının dahi dikkatli kullanması gereken ve ülkemizde yaklaşık 500 bin ton şekere eşdeğer kullanımı olan kimyasal ya da suni tatlandırıcılar (Yüksek Yoğunluklu Tatlandırıcılar) ne doktorların, ne diyetisyenlerin, ne de medyanın gündeminde yoktur.

Çayın yanındaki şeker, sorun veya tehlike değildir. Çünkü asıl tehlike ülkemizde üretilen şekerin %80’inden fazlasının kullanıldığı gıda ürünleri sanayiinin hazır veya ambalajlı gıda ürünleri ve içeceklerde kullanılan şekerin tüketimidir. Zira bu ürünlerde maliyet kaygısı nedeniyle, nişasta bazlı glikoz şurupları başka bir ifadeyle HFCS ve diyet ürünlerde doktor kontrolünde tüketilmesi gereken yüksek yoğunluklu kimyasal tatlandırıcılar (YYT) yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bugün dünyada nişasta bazlı şekerlerin ve kimyasal tatlandırıcıların insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri halen tartışılmaktadır. Hatta Meksika’da HFCS kullanılan ürünlere ek vergiler getirmek suretiyle kullanımı azaltılmaya çalışılmaktadır.

Ayrıca günümüzde gelir seviyesi yüksek kesimler satın aldıkları gıda ürünlerinin etiketlerini okuma, sağlıklı beslenme ve aşırı besin tüketmeme konularında çoğunlukla gerekli özeni göstermektedirler. Asıl sorun alt gelir gruplarında yaşanmaktadır. Ucuz gıdaya ulaşabilme adına içerisinde hangi şekerin kullanıldığı belli olmayan gıda ürünleri bu kesimler tarafından yaygın olarak tüketilmektedir.

Konu her ne kadar sağlıkla ilgili olsa da, ekonomik yanı da gözden kaçırılmamalıdır. Çünkü şeker sanayii ülkemiz için yaklaşık 10 milyon insanımızın geçimini sağladığı çok önemli ve stratejik sektördür. Sektörün önünde özelleştirme, yeni şeker kanunu, yüksek yoğunluklu tatlandırıcı kullanımındaki hızlı artış, yüksek früktozlu mısır şurubu üreten uluslararası firmaların kotalarını artırma veya kotasız üretim yapmak amacıyla karar vericiler nezdindeki lobi faaliyetlerinin yanı sıra yazılı ve görsel medyayı etkin bir şekilde kullanmaları gibi önemli sorunları vardır. Bu nedenle kamuoyunun doğal pancar şekeri algısının olumsuzlaştırılmasına yönelik bu tür yayınları da lobi çalışmaların bir devamı gibi nitelendirmemiz mümkündür.

Sonuç olarak bu tür haberlerin ve yorumların sosyal sorumluluk ve sağduyu içerisinde ele alınmasının yararlı olacağını ifade etmek ediyoruz. Konuyu gündeme getirenlerin “şeker zararlıdır” önyargısından vazgeçerek toplum sağlığı için büyük riskler taşıdığı iddia edilen ve şekere ikame olarak gıda sanayiinde de kullanılan yüksek früktozlu mısır şurubu ve yüksek yoğunluklu kimyasal tatlandırıcılar üzerine yoğunlaşmalarının ve konuyu gündeme taşımalarının toplumsal duyarlılık ve meslek ilkeleri açısından daha kabul göreceğine inanıyoruz. Saygılarımızla.

PANKOBİRLİK